English Translations
Materyalizmin karanlık
gecesinde, barış dolu ve güzel ruhsal doğuş için; biz, din, bilim,
felsefe ve edebiyattan yekun kültürel mirasımızdan medet umabiliriz.
Dünyanın ayrılıkçı güçleri global köy konseptinin parlak gölgelerinde
bile zayıf milletleri kendi kimliklerini var etmeleri için zorlamakta.
İnsanların geçmişte putları sembollerini ve görüntülerini yok etmede
büyük rol oynayan düşünceye ihtiyaçları vardır.
Alceli, İbn-ul Arabi, İmam
Gazali, İbn-i Sina, Mevlana Celalettin Rumi ve Muhammed İkbal (bunlar
modellerini ve düşünce prensiplerini anti-idolizm olarak bilinen büyük
medeniyet oluşturan kutsal kitaptan alınmıştır) her şeye kadir Allahtan
yardım isteyebilen üst insan kavramını geliştirmişlerdir. İslam
felsefesine göre Allah yaratılan her şeyin kaynağıdır. Mevlana
Celaleddin Rumi dünyanın en büyük şairidir. Onun çok boyutlu şiiri
eşizdir. Onun şiirlerindeki anlatım o kadar güzeldir ki, bir filozofla,
sıradan bir okuyucu aynı biçimde değerlendirebilir. Pakistanın milli
şairi Allama Muhammed İkbal Farsça uzun şiirlerinden birinde şunu
demekte:
Rumi, ruh kılavuzu,
aydınlanmış kalbiyle, aşk kervanı ve ruhsal sarhoşluğun öncüsü. Onun
kalbi Kur-an ışığıyla doludur. Cemşid kadehi onun aynası karşısında
hiçtir. O kutsal kişi neyiciliği ile doğamda yeni bir heyecan yarattı.
Rumi kılavuz çamurumu iksire çevirdi ve benim toprağımda yeni ışıklar
oluşturdu. Rumi kılavuzun kutsamasıyla, bilimin gizli sırlarını bir daha
yüksek sesle okudum. (Pas chah bayad kard ve asrar e khudi)
Mevlana Celaleddin Rumi ve
onun manevi öğrencisi Pakistanın milli şairi Muhammed İkbal için şiir,
ne putlar yapma ne de onlara tapma aracıydı. O doğanın lirik
melodilerini ortaya çıkardı. İrfan yönelimli şiirlerinde Mevlana C.
Rumi, insan karakterlerini oluşturmada yol çizdi ve onun çağındaki
şiirlerde baskın olan şehvetli ve bencil aşk kahramanlarını reddetti.
Onun şiirleri ve eserleri ruhsal coşkuyla dolu etik aşkı ortaya çıkardı.
Her ne kadar bazı yerlerde zevk veren olayları irdeleyen hikaye
metaforları kullansa da bu yöntemle dini inancın ve tasavvuf hayatının
üstünlüğünü kurmuştur. Mevlana bir mısrasında şöyle der:
Ahlaksız insanın ahlaksızlığı
sadece kendiyle sınırlı değildir; o kendi etrafındaki dünyaya da kötülük
yayar. Bundan dolayı, neredeyse aynı durumla karşılaşınca şu sonuca
varmaya çalışmıştır:
Dün gece lambalı bir sofu,
gaddarlardan bezdim, insanoğlu bulmaya çalışıyorum diye şehirde
dolaştı. Şu tembel seyyahlar beni üzdü; ben Allahın Aslanı ve Dastanlı
Rüstemi arıyorum. Ben araya geldiğimiz şeyi bulduk dedim. O dedi ki
Ben şimdi bulamadığımız şeyi arıyorum.
Bu açıdan Mevlana
okuyucularıyla çok büyük edebi ve mistik eserleri aracılığıyla
konuşmuştur. O, onlara prensipleri Kur-andan derlenmiş Hz. Muhammed
Peygamberin yolunu takip etmelerini
söylemiştir.
Eğer dinsizlik, dindarlık
kokuyor dersen
Eğer şüpheli konuşursan, bu
şüphe inanca dönüşüyor
Eğer bir şey yanlıştır derse,
o yanlıştır.
Ah yanlışlık, sen düzgünlüğü
nasıl süslersin
Mevlana C. Rumi kendisi dindar
bir aşıktı ve gerçek aşıkların eylemlerine büyük saygı duyardı.
Ey hacca giden kafile, nereye
böyle, nereye?
Maşukunuz buradadır, buraya
gelin, buraya.
Ah şimdi gel, gel,
Senin dostun ki o senin
duvarının yanındaki komşundur.
Sen ise çölde arıyorsun, bu ne
biçim aşk havası
Eğer maşukunun şekilsiz
şeklini görsen
Ev de sensin, efendi de, Kabe
de sen!. . . .
Gül destesine ne gerek
Eğer bir bahçe isen?
Nerede, bir ruhun inci özü
Allahın deniziyken sen?
Gerçek şu; yinede senin
sorunların zengin hazinelere dönüşebilir
Ne kadar kötüdür, senin olan
hazineyi gizlemen
Rumi , ben rüzgar, sense
ateşsin.
Mevlana C. Ruminin şiirleri
söz konusu olduğunda, kısa bir makale ya da küçük bir oturumda tüm
yönleriyle ele alamak mümkün değildir. Ama şunu söyleyebiliriz ki onun
şiirlerinin esas noktası bu dünya ve bu dünya dışındaki İnsandır.
Mevlana C. Rumi der ki:
Her dükkan belirli bir ürünü
depolar,
mesnevi dükkanında tasavvuf
sunulur.
Bizim Mesnevi Teklik
dükkanıdır.
Tek in arkasında ne ararsan,
o puttur.
Onu Ab-ı Hayat bil, sadece
şairlik değil.
Eski söz bedeninde yeni ruhu
gör
Her ne dersem, senin anlayış
düzeyindedir
Doğru anlaşılma arzusuyla
ölüyorum
Mevlana C. Ruminin sözler ve
düşünceler kavramına bir göz atalım
Bu şiir ve ses düşünceden
doğar; düşünce okyanusu nerede bilemezsin.
Eğer sen dalgaların nazik
sözünün olduğunu görürsen bilirsin ki okyanusun asildir
Mevlana bu birliği her yerde
görmekte. Onun; Ruhun Birliği, Birlik ve Çoğunluk, Ben ve Biz, Beden ve
Ruh, Bedensiz Beden, Öznellik ve Nesnellik, Kişilik ve Nitelikler,
Birinci veya Sonuncu, Zamanın Esrarı ve Sözün Ruhu hakkındaki kavramları
çok açıktır. Mevlana şöyle der:
Sana hayat verenin varlığının
içindeki varlığın, simyacının kabında eriyen bakır gibidir.
Hiçbir şey amaçsız
yaratılmadı, eğer sen kendini yok sayıyorsan ebedi hayatı umma.
Allahın birliğini açıklarken
Mevlana C. Rumi şöyle der:
Tanrının tekliğini kavramak
nedir?
Bu tek olanın önünde kendini
tüketmektir.
Olgunlaşmış insan kavramını
açıklarken Mevlana C. Rumi şöyle der:
Aslında ey insan sen küçük
dünyasın,
Eğer anlam veya öz
düşünüldüğünde sen büyük dünyasın.
Nesnel olarak ağacın dalı
meyvenin kaynağıdır.
Öznel olarak varoluşun
dalından meyvesi elde edilir.
Eğer meyve istememişse
bahçıvan
Niye ağacın tohumlarını
ekmiştir.
Temel düşünceyi uygulamak için
sonunda gelir. Bu özellik başlangıç gününün niteliği olan düşünceye
aittir. Her ne kadar modern din varoluşçuları da özün varlıktan önce
geldiğine inansalar da İslam tasavvufçuları tarafından öne sürülen
birlik kavramını anlayamazlar.
Mevlana C. Rumi şöyle der:
Şarap bizden sarhoş olur, biz
şaraptan değil
Beden temeli bizden alır, biz
ondan yaratılmadık
Biz balarısı gibiyiz ve
bedenlerimiz balmumu gibi
Biz bedenimizin her parçasını
balmumu yapar gibi yaparız.
İnsan İlahi iradenin
gölgesinden yaratılmıştır. Bundan dolayı o özeldir. Bu bağlamda Mevlana
C. Rumi birçok beyit yazmıştır. (Divan-ı Şems Tebriz ve Mesnevi, 6
cilttir). Bunlardan başka da Ruminin tasavvuf konulu yazdığı pek çok
eseri vardır. Onlarda insan için şu temel mesaj verilmektedir:
Siz bedenen hayvan, ruhen
meleksiniz;
Aynı anda arşı ve arzı kat
edebilesiniz diye.
Sonraki asırlarda İslam
aleminin gerçek sofularının tasavvuf hakkında devamlı düşünmelerinin
rüzgarıyla bu irfan alevi daha da tutuştu. Bu ruhsal kavramları
kavradıktan sonra gerçek sofu kendini özgür hisseder ve Dr. Ali
Shariatinin Muhammed (S.A.V.)in gerçek dostu hakkındaki bir
makalesinde açıkladığı gibi: Mutlak olana doğru selametle dönerken onun
ruhunu asırlar boyu sarmış olan zincir, bağ ve prangalardan birden
kurtularak; aniden, yalnız ve bilinmeyen yaratılıştan beri tutsak kalmış
olduğu, derin kuyu ve dar, karanlık mağarayı terk ettiğini duyumsar. O
vahşiliğe uçsuz bucaksız genişliğe ve semaya bakar! Görkemli , güzel
,derin ve gizemli
.
Mevlana C. Rumiye göre Hz.
Muhammed Peygamberin kılavuzluğu altında İslam, insanın bütün
ihtiyaçlarını ve kişinin sosyal arzularını karşılamaktadır. O adalet ve
ruhsal eşitliğin kapılarını açan tek Tanrılığı vaaz etmiştir. Tek
Allaha inanan kimse insanlığı sevgiyle kucaklamakta, insanın dünyadaki
yerini anlamakta, insanın kaderi için çalışmakta, yüreğinin dilini
konuşmakta, dünyayı kalbin gözüyle görmekte, sevginin gizeminde hayat
aramakta, her bir sorunu ve cefayı göğüslemekte, dünyalığı analiz
etmekte, öğrenme ve bilgi, mantıksal sebep, kusursuz sebep, düz mantık,
ve ruhsal sebep, felsefe, düşünce gücü ve vahiy arasında çizgi
çizmektedir. Onun gazellerinde ve hikayelerinde eğitim ve öğretim
cömertlik getiren, merhamet, insani lütuf, gizli tutma, ilahi taktire
bağlılık, pişmanlık, iyi niyetler, gerçeği aramak, yüksek hedefler,
dualar, evini sevmek, disiplin, helal ekmek kazanmak, yenilenebilir
yaşam, karakter oluşumu, ruh temizliği, yol gösterme, tevazu, sabır,
hoşgörü, memnuniyet, zaruret, ilerleme, tecanüs ruhu, dürüstlük, hayret,
teslimiyet, Allahın kaderi, içsel barış, heyecan ve coşkunluğu
geliştiren eğitim ve terbiye üzerinde durmaktadır.
Mevlana C. Ruminin
mesnevisi hep güç odaklı kibirli, zalim zorbalığı, ayrımcılığı, puta
tapmayı, cinsel benlik ve bencilliği, yalan rehberliği, aldatıcı
görünüşü, vefasızlığı, açgözlülük ve para tutkusunu, dalkavukluğu,
taklidi, düşmanlığı, aptallığı, kötü yöneticiliği ve kıskançlığı vb.
inkar etmektedir. Mevlana C. Ruminin rehberliğinde İslam tasavvufçuları
ve şairleri insanlığa ırkların birliği, sınıfların birliği ve ruhla
bedenin birliğinin mesajını iletmiştir.
|